Avrupa, Amerikan ve Fransız rulet türleri casinobet sitelerinde yaygın olarak sunulur. Casinobet sitelerinin güvenilirliği, kullanıcıların en çok önem verdiği konuların başında gelir. Casino sitelerinin yanı sıra bahis siteleri de bünyelerinde slot oyunlarına yer verdiği için genel olarak hepsi bedava dönüş hakkı promosyonu başlatabilmektedir. Bazı gelişmiş bahis sitelerinin düzenlediği bahis turnuvaları, yüksek getirisi olan bahis seçenekleri sunarlar. Müşteki Ali Akdağ Giresun Kom Şube Müdürlüğünde 09.08.2011 günü alınan beyanında;“Kendisinin 2010 yılı Haziran yada Temmuz ayında Olgun Peker’in başkanlık süresi bitip seçimin yenilenmesini müteakip yapılan kongrede Osman Çırak başkanlığındaki listede yönetime girdiğini, görev dağılımında Giresunspor basın sözcüsü olarak görevlendirildiğini, seçim yapılmadan önce Hakan Karaahmet’in yönetimde bulunduğu esnada Osman Çırak yönetiminde görev alan Şerif Ayvalı ile Giresunspor’da futbol oynayan Petriel isimli futbolcunun sevgilisinin kaza yaptığı aracı Selim Kımıl’ın Giresunspor’a kiraladığını duyduğunu, Osman Çırak yönetiminde görev aldıkları sırada yönetimde bulunan bazı arkadaşlarının bu kaza olayından dolayı Selim Kımıl’a Giresunspor’un borcu olduğunu -kendisinin darp edilme olayından 1-2 gün önce- duyduğunu, yönetimde görev alan ve şuan İl Sağlık Müdürü olan Cengiz Cindemir’in kendisini telefonla arayarak Osman Karahan’ın daha önceden kulüpten alacaklarına karşılık koyduğu temlikten dolayı hesabına gelen paranın bir kısmını Giresunspor’a geri ödeyeceğini ve ödenen bu paranın kime teslim edileceğini telefonda sorduğunu, kendisinin de şahsa ‘Kepçe Ahmet lakaplı Ahmet Yanal’ın cenazesine gideceğini, cenazeden sonra telefonlaşıp parayı kulübün mali işlerine bakan arkadaşlara teslim edersiniz’ diye söylediğini, şahsın da kendisine daha önceden simaen tanıdığı isminin Selim Kımıl olduğunu öğrendiği şahsın araba kiraladığıiçin kulüpten alacağı olduğunu, Selim Kımıl’ın önceden Cengiz Cindemir ve Mustafa Bozbağ’ı da arayarak parasını istediğini; Cengiz Cindemir’in kendisine söylediğini, kendisine daha önceden peyderpey araç kiralamayla ilgili ödeme yapıldığını duyduğunu, akşam üzeri işyerinden evine doğru giderken, isimlerini daha sonradan öğrendiği Samet Erdemir ve Hırçın Kımıl’ı gördüğünü, kendilerine ‘iyi akşamlar gençler’ dediğini, yoluna devam ederken Hırçın Kımıl’ın sol koluna girerek kendisine ‘ağbi biraz konuşalım’ dediğini, Selim Kımıl’ın kardeşi olduğunu, askerden yeni geldiğini, arabanın parasının halen ödenmediğini söylediğini, kendisinin de şahıslara ‘konudan fazla haberim yok ama bildiğim kadarıyla bugün para ödenecek’ dediğini, ardından telefonunu çıkarıp görüşme yapacağı esnada Samet Erdemir’in kendisine yumruk vurarak yere düşürdüğünü, daha sonra şahısların olay yerinden kaçtığını, hastaneye gittiğini ve konu hakkında Hakan Karaahmet’i telefonla arayarak olanları söylediğini, şahsın da kendisine olayla ilgili çok üzüldüğünü ve il dışında olduğunu söylediğini, Hakan Karaahmet Giresun’a geldiğinde görüştüğünü, şahsın kendisine çocukların uzun zamandır Giresunspor’da alacakları olduğunu ve kulaktan duyma laflarla yanlış yönlendirildiğini duyduğunu, kendisine ‘bu işi sen mi yaptırdın ben böyle bir şey duydum’ dediğini, şahsında kendisine ‘kesinlikle böyle bir şey olmaz’ dediğini, kendisinin de ihtimal vermediğini söylediğini, bu olaydan iki üç gün sonrada yönetim kurulu tarafından Şerif Ayvalı vasıtasıyla Selim Kımıl’ın alacağının tamamının ödendiğini duyduğunu, Samet Erdemir ve Hırçın Kımıl’ın bilinçsizce kendisine saldırdıklarını düşündüğünden, kimseden davacı ve şikayetçi olmadığını” beyan etmiştir (Kl:68, Dizi:334).
Örgüt yöneticisi Veli KÜÇÜK emekli bir generaldir, fakat elde edilen delillere göre adı geçen tüm mafya liderleri ile ilişki içersinde olduğu görülmüştür.Bazıları İçin Çok Tatlı Olabilir:Tema ve grafikler bazı oyuncular için çok parlak veya çocukça olabilir. Tanık Yavuz Akbulut 25.06.2009 günü Giresun Asayiş Şube Müdürlüğünde alınan ifadesinde; “25.06.2011 günü saat: 12.30 sıralarında ziyaret amacıyla Giresun FM isimli radyoya gittiğini, Mustafa Cici'nin odasında, Mithat Kaya ile görüşürken şahsın kendisine hitaben "bir saat önce topal Selim ve yanında bir kişinin daha gelip Fatih Selim Kitapçı, Hakan Karaahmet, Olgun Aydın Peker, Giresunspor ve casino giriş fuarla ilgili haber yapmayacaksın sonra zararlı çıkarsın" diyerek kendisini tehdit ettiklerini söylediğini, kendisinin de konuyu basın mensubu olduğu için hem haber yaparsın hem de savcılığa şikayette bulunursun dediği esnada üç şahsın odaya girdiğini, şahısların Mustafa Cici'yi özel görüşmek için çağırdığını, kendisinin de olay çıkmaması için müdahil olarak burada özel görüşemezsiniz dediğini, şahısların ısrar edince burada kayıt yapılırsa konuşursunuz dediğini, bunun üzerine Hakan Akbaş'ın elinde ses cihazı ile geldiğini, bu durum üzerine kendilerinin dışarı çıkmak için hazırlandığını, bu esnada şahısların hemen kapıyı kapattıklarını ve içeriden bağrışma seslerinin geldiğini, kendilerinin hemen kapıya geldiklerini, genç şahsın hemen odadan çıkıp kaçtığını, Evren Kımıl olarak teşhis ettiği şahsın Mustafa Cici'yi yere yatırarak darp ettiğini gördüğünü, diğer şahsın da Hakan Akbaş'ı darp ettiğini, daha sonra şahısların odadaki bilgisayar ve eşyaları yere atarak kaçtıklarını” beyan etmiştir. Kombinasyonlar, bir turda ödül bakiyesini önemli ölçüde artırma yeteneği olan kümeler halinde oluşturulur. Olgun Peker’in, uzun yıllar Sedat Peker liderliğindeki suç örgütü bünyesinde bulunmasından dolayı ülke içerisinde bulunan birçok silahlı suç örgütü yöneticisi ve lideriyle de tanışıklığının ve irtibatının olduğu, yaptıkları işlerin doğası gereği, suç örgütlerinin; varlıklarını, etkilerini ve güçlerini devam ettirebilmek amacıyla diğer suç örgütleriyle herdaim irtibat halinde oldukları, ortak hasımlara karşı birlikte hareket ettikleri, bazen karşılıklı güç gösterisinde bulundukları, gruplar arasındaki husumetlerde uzlaştırıcı-barıştırıcı olmaya özen gösterdikleri, bu şekilde konumlarını güçlendirip pekiştirdikleri, suç örgütü lider ve yöneticilerinin özellikle cenaze, düğün vb. Sonuç: Mustafa Ulaş Ortakaya ile Abdurrahman Yakut’un maç günü (18.04.2011) ve öncesinde karşılıklı irtibat halinde oldukları, Ömer Ülkü ile Abdurrahman Yakut’un maç öncesi ve sonrasında birçok defa karşılıklı irtibat halinde oldukları yapılan telefon detay incelemesi sonucunda tespit edilmiştir. Bankasya 1. Lig takımlarından Giresunspor’un ligin 27 haftasında 25 puanla küme düşme hattında bulunduğu, Diyarbakırspor’un 10 puanla lig sonuncusu olduğu ve kümede kalabilme ihtimalinin düşük olduğu, Olgun Peker liderliğindeki suç örgütü yöneticilerinden Giresunspor Başkanı Ömer Ülkü’nün Bankasya 1.Lig 2010-2011 sezonunda takımının ligde kalabilmesi için örgüt üyeleriyle birlikte şike faaliyeti içerisinde bulunduğu, bu bağlamda; 04.04.2011 günü oynanan Diyarbakır-Giresun futbol müsabakası öncesi Ömer’in Levent Eriş’e Diyarbakır’da oynayan Giresunspor’un eski oyuncularından Kürşat Ergun Aydın’la görüşmesini istediği, Levent’in; “Sen rahat ol” şeklinde cevap verdiği, Maça 1 hafta kala Ömer’in Serdar Berkin ile yoğun bir görüşme trafiğine girdiği, Serdar’a “Diyarbakır var şimdi, o çocukla görüştün mü sen, sıkıntı yaratmasın bize” demesi üzerine Serdar’ın: “Ben onunla devamlı görüşüyorum abi” diyerek sorun olmadığını söylediği, görüşmeden birkaç gün sonra Serdar’ı tekrar arayıp “Diyarbakır tamam değil mi?
Kürşat Ergun Aydın kolluk ifadesinde;“Ömer Ülkü’yü Giresunsporda oynadığı dönemde tanıdığını, samimiyetinin bulunmadığını, Serdar Berkin’i Giresunspor’da oynadığı dönemde tanıdığını, o dönem kulüp menajeri olduğunu, samimi olduklarını, kendisiyle zaman zaman telefonla görüştüğünü, Levent Eriş’in Giresunspor’da oynarken takımın teknik direktörü olduğunu, halen kendisiyle görüştüğünü, iletişime konu görüşmelerden haberinin olmadığını,Serdar Berkin’i maçtan önce arayıp aramadığını hatırlamadığını, görüşmüş olabileceğini, kendisine kesinlikle maçta kötü oynaması yada şike karıştırması gibi bir durumun söylenmediğini,Serdar Berkin'in Ömer Ülkü'ye kendisiyle görüştüğünü söylemesindeki amacın; şahsı geçiştirmek olduğunu düşüntüğünü, kendisiyle böyle bir konuşma yapmadığını, kesinlikle böyle bir olayın içerisinde bulunmadığını, Levent Eriş’in de bu konuda arayıp bir şey söylemediğini, Ömer Ülkü’yle görüşmediğini, kendisiyle hangi maksatla görüşmek istediğini bilmediğini ama maça asılmaması için böyle bir düşünce içerisine girmiş olabileceğini, konu hakkında bilgisinin olmadığını,” beyan etmiştir. Selim Kımıl 25.06.2009 günü Giresun Asayiş Şube Müdürlüğünde alınan ifadesinde;“Geçmiş tarihlerde liman sahasında Aysun Karaahmet ve soyadını bilmediği Haydar isimli şahıs tarafından fuar kurulduğunu, bu fuarın işletilmesinden sorumlu olduğunu, Mustafa Cici'nin internette yazdığı yazılar nedeniyle fuarın kapatıldığı, hatta yazıları nedeniyle fuarın 2.kez açılmasını da engellediğini, bu nedenle işsiz kaldığını, geçici olarak 93.3 FM isimli radyoda çalıştığını, kendisini olumsuz etkileyen bu durumu konuşmak için Mustafa Cici ile konuşmak üzere radyoya gittiğini, yolda Özden Tütüncü'yü gördüğünü ve kendisi ile birlikte radyoya gittiğini, Mustafa'nın yanında Hakan Akbaş'ın olduğunu ve özel görüşmek için izin istediklerini, Hakan odadan çıkınca durumu anlattığını ve cezaevinde ağabeyi ve sakat kardeşinin olduğunu https://www.lapetitefabrique-tournus.com/67469778 söylediğini, Özden Tütüncü'nün de Giresunspora zarar veren yazılar yazıyorsun dediğini, Mustafa'nın Giresun için menfaati için yazıyorum dediğini, bu konuda konuştuktan sonra oradan ayrılıp gittiğini, şahsı kimin dövdüğünü bilmediğini ve kimseye talimat vermediğini, dövecek olsa kendisinin orada da dövebileceğini, Hakan Karaahmet'in eski patronu olduğunu, Fatih Kitapçı ve Olgun Peker’i şahsen tanıdığını fakat görüşmediğini, kimseyi tehdit etmediğini ve darp etmediğini, kimseye de talimat vermediğini” beyan etmiştir.
Tanık Semih Kufacı 12.05.2011 günü Giresun Çarşı Polis Merkezinde alınan ifadesinde; “Orta Kahve isimli işyerinde garson olarak çalıştığını, 12.05.2011 günü saat:22.05 sıralarında işyerinde bulunduğu esnada tanımadığı üç erkeğin alkollü olarak işyerine geldiklerini, taşkınlık yaparak üst kata çıktıklarını burada otururken kül tablasını yere atıp kırdıklarını, daha sonra da kendilerine ‘donatın masaları’ dediklerini, bir arkadaşının yemek almak için mutfağa gittiği esnada da ortalığı kırıp döktüklerini” beyan etmiştir. Tanık Oktay Gün 12.05.2011 günü Giresun Çarşı Polis Merkezinde alınan ifadesinde; “Orta Kahve isimli işyerinde garson olarak çalıştığını, 12.05.2011 günü saat:22.05 sıralarında işyerinde bulunduğu esnada tanımadığı üç erkek şahsın alkollü olarak işyerine geldiklerini, kendisine ‘üst katta yer var mı’ diye sorduklarını, kasiyerin kendilerine yerin olmadığını söylediğini ancak şahısların paldır küldür üçü birlikte üst kata çıktıklarını, üst katta otururken yemek istediklerini, kendisinin de yemek getirmek için mutfağa indiği esnada yukarıdan bir gürültü geldiğini, masaların, sandalyelerin, camların havada uçuştuğunu kendisinin de çok korktuğunu ancak kendisine herhangi bir zararın gelmediğini daha sonra olay yerine polislerin geldiğini, üç erkek şahsı da tanımadığını” beyan etmiştir.
Türkiye deki sanat ve sanatçıların dış ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından nasıl kullanıldığının anlatıldığı, sonuç olarak da Türkiye de kültür, sanat ve bilim alanda uygulanacak politikaların Hükümet üstü kurumlarca belirlenmesi gerektiği belirtilmiştir. Sorulanna Özkan'ın verebileceği hiçbir yanıt olmayacağı kesinlik kazanmıştır." yazdığı görülmüştür. Metnin sonunda ise birçok tanınmış gazetecinin isimleri karşısında değerlendirmelerin yapıldığı görülmüştür. "SONUÇ" başlığı altında ise; "Hazırlanan bu çalışma Türk medyasının bugününü gözler önüne sermeyi amaçladığı gibi ulusal çıkarlann korunması için gerekli önemlerin ivedilikle alınmasının nedenli gerekli bir zorunluluk olduğunu da işaret etmektedir. Yazdığı görülmüştür. MAFİA İSİMLİ DOKÜMAN Bu doküman şüpheliler Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Ümit OGUZTAN'dan ele geçirilmiştir.
Kerem bunlar bi şaka değil bak." dediği, Kerem'in "Ne yapmaya çalışıyorlar? Bunlar yalnızca prototip portrelerdir. Dış güçlere kendilerini satmayı içlerine sindirebilmiş olanlar haricinde tüm Türk sanatçı, aydın ve bilim insanlarının Kemalist hareket demeği çatısı altında yer almalarının sağlanabilmesi gerektiği, çünkü kitleleri kolaylıkla etki altına alıp peşinden koşturmayı başarabilen yalnızca sanatçı ve entelektüel çevreler olduğu, Kemalist hareket demeğinin ivedilikle kurulup hayata geçirilmesi gerektiği, bu hareketin finans kaynağını Türk işadamı, esnaf ve tüccarın yapması gerektiği belirtilmiştir. 7) "KADRO" Başlığı altında; Bu yapılanmada yalnızca sivillerin yer alacağı ve köprü elaman aracılığı ile "ERGENEKON"a bağlı faaliyet göstereceği belirtilmiştir. Lobinin göstereceği faaliyetler ile daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplanacağı, kontra senaryolar üretileceği, kamuoyunun Kemalist ideolojiye ve ulusal çıkarlara uygun sivil hareketi sahiplenerek katılımını sağlayabileceği belirtilmiştir. Doğu PERİNÇEK ve grubunun yapısı ve faaliyetlerini anlatan bir çalışma raporu olduğu, bu çerçevede Doğu PERİNÇEK ve grubunun Mao Zedung'un yolunu benimsedikleri, çok iyi istihbarat toplama yapılannm olduğu, bunlann yanı sıra arşivlerinde kişilerle ilgili ciddi manada bilgi ve belgelerin olduğu, bu bilgi ve belgeleri genellikle skandal içerikli provokasyon amaçlı kullandıklan, Doğu PERİNÇEK örgüt üyesidir. Emperyalist güçlerce uzun yıllar sürdürülen sinsi ve inatçı çalışmalar sonucunda, PKK terör örgütünün oluşumunun sağlandığı ve böylelikle bir "Kürt Hareketi"nin sahneye konduğu, Emperyalist güçlerin PKK terör örgütü taşeronluğunda, önce Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni bölmeyi, daha sonra da yıkmayı planladığı, fakat Türk Silahlı Kuvvetlerinin gösterdiği direncin emperyalist güçleri hayal kınklığma uğrattığı belirtilmiştir.
Özellikle hükümetlerin dış güç odakları ile ilintileri ve uğradıkları baskılar sonucunda, ülke çıkarlarına aykırı karar almaları ve bu kararların uygulanması karşısında USİAD'm varlığının ayrı bir önem taşıdığı, Ayrıca USİAD'm Türkiye'deki fundamentalist ekonomik açılımlar karşısında ekonomik alanda operasyonal faaliyetlerin etkisiz kılınmasında önemli rol hitbet giris üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir. Dinamik adı verilen bu çalışmada Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği ve Türkiye'nin "ulusal güvenlik" çıkarlarına uygun doğrultuda değişim sürecinin başlatılmasını amaç edindiği, Aynı düşünceden yola çıkarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla sokaklardaki başı boş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullarında rejim düşmanı haline dönüştürülen ve Ülkü Ocakları'nm etkisindeki gençliğin eğitilerek bilinçlendirilmesi hedeflendiği, Ayrıca Ulusal Güç Birliği'ne bağlı olarak Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden https://www.lapetitefabrique-tournus.com/36635127 kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü Ulusal Güç Birliği'nin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik yeteneklerine sahip bir Türk kızının üstlenmesinin uygun görüldüğü belirtilmiştir. Ortaya çıkan tabloda, Kuzey Irak bölgesinde bir Kürt devleti oluşturularak ABD ve AB'nin çıkarlarına hizmet edecek bir üs oluşturma çabası olduğu, böylelikle Avrasya bölgesi yer altı kaynaklarının ele geçirilmesinin hedeflendiği belirtilmiştir. Türkiye'nin silah üreten bir ülke olmadığı, bu nedenle Jeo-stratejik açıdan kaçınılmaz olarak uyuşturucu satışında köprü durumunda olduğu, dolayısıyla uyuşturucu ticaretinin denetim altında olması gerektiği, diğer taraftan da Türkiye'nin bir başka şansının kimyasal silah üretimi olabileceği belirtilmiştir.